Travma Nedir?

Günlük hayatınızda başınıza gelen kötü olayların deneyimlerine travma denir. Bir fiziksel yaralanma da travma oluşturur. Bu yazıda sizlere ” travma nedir ” sorusunda bahsedeceğiz. İki çeşit travma var;

Mikro Travma

Yaşanılan olayın şiddeti azaldıkça travmanın etkisi de azalıyor tabi. Mikro travma daha küçük ve daha az şiddetli gerçekleşen travmalardır. Tekil olarak bakıldığın önemsenmeyecek bu travma çeşidinin asıl hezeyanını sayıca fazla olunca fark edeceksiniz. Artan mikro travmalar beraber bir makro travma oluşturur. Bir örnek verecek olursak;

Stres en çok karşılaşılan mikro travmadır. Trafik ve okul gibi her koşulda karşımıza çıkar ve miktarı arttıkça sonuçları çok kötü hale gelir.

Makro Travma

Makro travmaların psikolojik ve patolojik sıkıntıların sebepleri haline gelme potansiyeli vardır. Bu travmalar kişi hayatında büyük etkiler bırakan atlatması zor olaylar sebepli gerçekleşir. Doğal afetler, tecavüz, cinayet, şiddet, hatta toplum tarafından rencide edilmek ve kabul görememek yine makro travmalara örneği olarak verilebilir. Bahsettiğimiz durumların odak noktasın olmak gerekmez durumlara ve olaylara şahit olunması da makro travmaya sahip olmak için gayet yeterlidir.

Yaşanılan travma sonrası, bireyde Travma Sonra Stres Bozukluğu (TSSB) ve Akut Stres Bozukluğu (ASB) gözlemlenebilir. Yaşanılan travma sonrası illaki bir patolojik problemle ortaya çıkmaz. Bir çok insan travma sonrası psikolojik bir sıkıntı göstermez. Fakat travma geçiren bir birey travma semptomları kesin bir şekilde gösterir.

Semptonlar

  • Müdahaleci düşünceler: kişinin yaşadığı travma olayın bazı uyarıcılar (oturduğu koltuk sallanınca kişinin deprem anını hatırlaması) yoluyla aklına gelmesi. Bu durumda kişi panik atak krizleri gibi farklı tepkiler verecektir.
  • Aşırı İhtiyat: Kişi çevreye karşı çok fazla dikkatli hale gelir. Panik bozukluğa kadar uzana bir yol bu durum.
  • Aşırı Uyarılma: Kişi nörolojik olarak sinir sistemindeki uyarılmaları çok üst düzey algılamaya başlayacaktır. (Cinsel istismara uğramış birinin uzun süre ilişkiye girememesi.)
  • Güvensizlik Hissi: Travma sonrası kişi yaşanılan olay çerçevesinde nesnelere ya da canlılara duyduğu güveni uzun bir süre kazanamaz.

TSSB ve ASB semptonları saydığımız normal travma semptonlarından farklıdır. Sayılan semptonların daha şiddetli hali veya farklı semptonlara yer verebiliriz. Psikoterapiye ihtiyaç duyulan bu durumlar ciddi önemsenmesi gereken durumlardır. Travma sonrası olabildiğince hızlı şekilde müdahale gerektirir aksi taktirde kişide kalıcı veya iyileşmesi zor hale gelir. Özellikle çocukluk travmalarının yetişkinlik dönemlerinde aşağılık kompleks gibi bir çok komplekse ve patolojik duruma sebep olduğu görülmüştür. Yazımızda travma nedir sorusuna değindik. Ayrıca birçok insan çeşitli sebeplerle depresyonla mücadele ediyor. Depresyon ile ilgili yazımızı okumak için buraya tıklayın.